Varlığımı kutluyorum, şarkımı söylüyorum, Neye bürünürsem ben, ona bürüneceksin sen, Bana ait her bir zerre sana da aittir zaten. Öylece oyalanıyor, ruhumu çağırıyorum, Eğiliyor, bir yaz çimeni yaprağını gözleyerek oyalanıyorum. Bu topraktan, bu havadan oluşmuş dilim ve kanımın her zerresi, Burada, bu ana babadan doğmuşum, nasıl ki onlar ve onların ataları da burada bir ana babadan doğmuşsa, İşte, otuz yedi yaşımda gücüm kuvvetim tam, başlıyorum, Ölene dek susmama umuduyla. Muallakta kalıyor inançlar ve mezhepler, Geri çekiliyorlar bir süre kendileriyle yetinerek, lakin aklımdalar, İyiye ve kötüye yer açıyorum, her şeyi göze alıyorum, Dizginlenmemiş bir doğa ve ilkel bir güçle konuşuyorum. --Aytek Sever' s translation
Övüyorum kendimi ve şarkısını söylüyorum kendimin, Neyi yakıştırıyorsam kendime sen de yakıştıracaksın, Çünkü bana ait her zerre bana olduğu kadar sana da ait. Aylaklık ediyorum ve davet ediyorum ruhumu, Eğilip gönlümce aylaklık ediyorum bir yaz çimenini inceleyerek. Dilim, kanımın her zerresi, bu topraktan olma, bu havadan, Burada doğmuşum, yine burada doğmuş ana babadan, onların ana babası da öyle, Ben, otuz yedi yaşında sapasağlam, başlıyorum, Ta ölene dek durmamayı umut ederek. İnançları ve ekolleri askıya alıyorum, Bir süre geri çekiyorum, yettiler bana her ne iseler, ama asla unutmadan, İyiyi de barındırıyorum içimde, kötüyü de; izin veriyorum konuşmaya her tehlikeli şeyi, Barındırıyorum ket vurulmamış doğayı, hakiki kudretiyle. --Fahri Öz' s translation
Benliğimin Şarkısı; Section 1, audio (Aytek Sever).mp3
Kendimin Şarkısı; Section 1, audio (Selver Kınık Onurlu).mp3
Sonsöz
Şiirin bir dikkat eylemi olduğu söylenir: bir kimseye, bir şeye, belirli bir deneyime ya da kavranılmış, tahayyül edilmiş yahut hatırlanmış bir varoluş kesitine yönelik bir dikkat eylemi. “Benliğimin Şarkısı / Kendimin Şarkısı”nın ilk bölümünde Whitman, dünyaya dikkat kesilen, “oyalanan / aylaklık eden” (loafing) (harikulade bir sözcük!), “eğilen”, dünyaya ruhunu açan bir şair imgesi sunar. Gözlemlediği şey, alabildiğine sıradandır: Bir çimen yaprağı – ve mesele de budur. Bütün kâinatın öyküsünü içiyle dışıyla anlatmaya talip olan bir şiir, atomik düzeyden, kandan, topraktan, havadan başlayacak, her yanı turlayacaktır: Tahayyül kapasitemizi genişletmeye ant içmiş bir adamın ahdidir bu.
“Benliğimin Şarkısı / Kendimin Şarkısı”nın Amerikan şiirindeki etkisi ölçülemez. Şair, “bana ait her bir zerre sana da aittir zaten” (“bana ait her zerre bana ait olduğu kadar sana da ait”) diye vurgular; bu sözler, yepyeni dünyaları haritalandıran sayısız şaire esin vermiştir. Gerçekten de, Whitman olmaksızın, William Carlos Williams’ın “Amerika’nın katıksız ürünlerini” keşfedebileceğini, Theodore Roethke’nin “kendinden dışarıya, o uzun yolculuğa” çıkabileceğini, ya da Allen Ginsburg’ün “Uluma”yı yazabileceğini hayal etmek güçtür; C. K. Williams ve Pattiann Rogers gibi çağcıl şairlerin eserlerini söylemeye gerek bile yok. “Benliğimin Şarkısı / Kendimin Şarkısı”nın en son dizelerinde onu “tabanlarımızın altında” (“ayakkabılarınızın tabanında”) aramamızı tavsiye eden bu öncünün bakışları altında yaşıyoruz hepimiz.
Whitman’ın prozodisi hakkında da birkaç söz söylemek gerek. İlk dizedeki beşli ölçüden Mezmurlar tarzında ritmik serbest ölçüye kayması onun geleneksel İngiliz dizesinden kopuşunu, bilinenden bilinmeyene doğru akın etmesini simgeler. Daima geleceğe doğru yol almaktadır o, bir çimen yaprağından en uzak yıldıza ve sonra yeniden geriye doğru; ve bu yolculuk için, ölçülü şiirle kotarabileceğinden daha kıvrak bir müziğe ihtiyaç duyacaktır. Keşfettiği dize anlayışı, olağanüstü bir konu, söyleyiş, ton, imge ve düşünce yelpazesine olanak sağlar: “dizginlenmemiş bir doğa ve ilkel bir güce” (“hakiki kudretiyle, ket vurulmamış doğaya”). Şarkısını bu enerji ateşler.
--Christopher Merrill
Soru
“Varlığımı kutluyorum” (“Övüyorum kendimi”): “Benliğimin Şarkısı / Kendimin Şarkısı”nın basılı ilk halinin bu ilk dizesine, Whitman daha sonra “şarkımı söylüyorum” (“şarkısını söylüyorum kendimin”) ifadesini eklemişti. Bu ilave, şiiri kavrayışınızda nasıl bir fark yaratıyor? Sizce Whitman bu değişikliği neden yapmış olabilir?